Gül Ahmede Sevdalıyız!!!
 
  Ana Sayfa
  ••Duyuru Panosu••
  •• Ziyaretşi defteri••
  ••Anket••
  ••İletişim••
  ••Yönetici••
  ••Reklam Sayfası••
  ••Kuran-ı Kerim••
  ••Ayetler••
  ••Surelerin İniş Sebepleri••
  ••40 Hadis••
  ••Kıymetli Sözler••
 
  ••Peygamberler Tarihi••
  ••Peygamber Efendimiz(S.A.S)'in Hayatı••
  ••Coçukluğu Ve Gençliği••
  ••Hz. Hatice İle Evliliği••
  ••İlk Vahyin Gelişi••
  ••İlk Müslümanlar••
  ••Maruz Kaldığı İşkenceler••
  ••Hüzün Yılı(M.620)••
  ••Hz.PEYGAMBER (s.a.v)'den Dualar••
  ••Peygamber Efendimizden Dua'lar••
  ••Kısa Bir Dua••
  ••Peygamberler'den Nasihatler••
  ••Hz. Ömer(r.a)'den••
  ••Dünyanın Bizlere Nasihatı••
 
  ••Kutlu Doğum Haftası••
  ••Kutlu Doğum Özel••
  ••Kainatın Efendisine••
  ••Can Efendime••
 
  ••İlahi Dinle(MP3)••
  ••Menzil İlahileri••
  ••İlahi Dinle••
 
  ••Dini Konular••
  ••Sünnet'siz Din Düşünülürmü?••
  ••İslam Ve Siyaset••
  ••İslam'da Kadın Hakları••
  ••Allah İçin Sevmek••
  ••İslam'da Namaz••
  ••Namaz'da Huşu Nedemektir••
  ••İslamda Sıla-i Rahim••
  ••İslam'da Özgürlük••
  ••İslam'da Anne-Baba••
 
  ••EĞLENCE BÖLÜMÜ••
  ••Sinama İzle••
  ••Sesli Kütüphane••
  ••Dini Resimler••
  ••Güzel Sözler••
  ••Oyunlar••
  ••Gençlik••
  ••Üye girişi••
  ••Aradığınız Hersey••
••İslamda Sıla-i Rahim••

SILA-İ RAHİM 

Akraba ve yakınları ziyaret etme, hallerini ve hatırlarını sorma, gönüllerini alma anlamında bir İslam ahlâkı terimi.

İslam'da insanlar arası ilişkilere önem verildiği gibi özellikle yakınlardan başlayarak anne ve babanın ve sırayla diğer akrabaların ziyaret edilip gözetilmesi prensibi son derece önemlidir.

Halit b. Zeyd (Ebu Eyyüb el-Ensarî) hazretlerinden rivayet edildiğine göre bir adâm Hz. Peygamber'e gelerek: "-Yâ Rasûlallah; beni Cennete sokacak bir ibadet söyler misiniz?" dedi... Rasûlüllah şu cevabı verdi:

"Allah'a ibadet eder ve O'na hiç bir şeyi ortak koşmazsın, namaz kılar, zekât verir ve sıla-i rahm edersin" (Buharî, Zekât, 1).

Peygamber Efendimizin bu kadar önemle üzerinde durduğu ve yapıldığı zaman müslümanların Cennete girmelerine sebep olacağını haber verdiği sıla-i rahim; her türlü hayır işlerinde akraba ve yakınların görülüp gözetilmesidir. Gerek âyetlerde, gerek hadislerde, bunun, namaz, zekât gibi farz ibadetlerden hemen sonra zikredilmesi, İslâmdaki önemini göstermektedir. Alimler sıla-i rahimde bulunmanın vacib olduğu görüşündedirler. Bunun, terkedilmesi, yani akraba ve yakınlarla olan ilgisinin kesilmesi, büyük günâh sayılmıştır. Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor:

"Allah'tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının" (en-Nisâ, 4/I);

"Onlar ki Allah'ın gözetilmesini emrettiği hakları gözetirler (akrabalık bağlarını devam ettirirler ve iyilikte bulunurlar); Rablerine saygı beslerler ve kötü hesaptan korkarlar...";

Fakat Allah'ın tevhit akidesini kabullendikten sonra onu bozanlar ve Allah'ın bağlanmasını emrettiği bağları koparanlar (akrabalık bağlarını kesenler) ve yeryüzünü fesada verenler var ya; işte bunlar, lânet onlara ve yurdun kötüsü Cehennem de onlara" (er-Ra'd, 13/21, 25).

Ayet ve hadislerde geçen "rahim" (akraba) sözünün hangi derecede akrabaları içine aldığı hususunda farklı görüşler vardır. Bazılarına göre kendileriyle evlenilmesi haram olanlar; bazılarına göre vârisler akraba sayılır. Bazı âlimler de, mahrem olsun olmasın, kişinin bütün yakınları akraba (rahim) dir demişlerdir. Bu son görüş, toplumsal yardımlaşma bakımından daha kapsamlıdır.

Allah (c.c) ve Peygamberi (s.Aleyna Ve Aleyküm Selam), akrabanın görülüp gözetilmesini emrettiklerine göre, bunun nâsıl yapılacağını iyi bilmek gerekir.

Sıla-i rahmin birkaç derecesi vardır. En aşağı derecesi akrabalarımıza karşı tatlı sözlü, güler yüzlü olmak; karşılaştığımızda selâmlaşmayı, hal hâtır sormayı ihmâl etmemek; dâima kendileri hakkında iyi şeyler düşünmek ve hayır dilemektir. İkinci derece de ziyâretlerine gitmek ve çeşitli konularda yardımlarına koşmaktır. Bunlar daha çok bedenî hizmetlerdir. Özellikle yaşlıları zaman zaman yoklayarak, yapılacak işleri varsa onları takib etmek kendilerini sevindirecektir. Sıla-i rahmin üçüncü ve en önemli derecesi akrabalara malî yardım ve destek sağlamaktır.

Bu yardımlar herkesten beklenemez. Hasta ve yatalak bir kişiden akrabasını ziyâret etmesini istemek anlamsızdır. Fakir birisinden de başkalarına mâlî yardımda bulunmasını beklemek de yanlıştır. Yalnız zengin, hali vakti yerinde bir müslümanın, sadece ziyâret ve hal, hatır sormakla bu görevi yerine getirebileceği de söylenemez. Böyle zengin birisi için sıla-i rahim, yoksul akrabalarına elinden geldiğince malî destekte bulunmaktır. Bu destek ödünç para vermekle olabileceği gibi; karşılıksız mâlî yardımlar şeklinde de olabilir. Şu halde, yakınları görüp gözetmek deyince, yukarıda belirtilen üç derecedeki yardımdan hangisine güç yetiniyorsa, onun yapılması anlaşılmalıdır. Yapabileceği görevi yapmamak müslümanı bu konuda sorumlu kılar. Yukarıdaki âyet-i kerimede, Allah Teâlâ'nın bu görevi yerine getirmeyenlere yönelttiği lânet unutulmamalıdır. Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur: Her Cuma gecesi insanoğlunun amelleri Allah'a arz olunur: Yalnız sıla-i rahimde bulunmayanların amelleri kabul olunmaz" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 484).

Yine Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

" Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse akrabasını görüp gözetsin" (Buharî, İlim, 37; Müslim, İmam, 74-77).

"Akrabalık, Arş'ta asılıdır. Der ki: "-Beni gözeteni Allah gözetsin; beni terk edeni Allah terk etsin” (Müslim, Birr ve Sıla, 17);

"Akrabalık bağlarını kesip koparan kimse Cennete giremez" (Buhari, Edeb, 11);

"Her kim rızkının bol olmasını ve ecelinin gecikmesini istiyorsa akrabasını görüp gözetsin" (Buhari, Edeb, 12);

"Ey insanlar, birbirinize selâm verin, akrabanızı gözetin, yemeği yedirin! Geceleyin insanlar uyurken namaz kılın ki selâmetle Cennete giresiniz" (Tirmizî, Et'ime, 45).

"Yoksula yapılan sadaka bir sadakadır. Bu sadaka akrabaya yapılmışsa iki sadaka demektir. Biri sadaka, diğeri sıla-i rahimdir ki bu da sadaka sayılır" (Tirmizi, Zekât, 26).

Akrabalarımız, özellikle hala, teyze, amca, dayı, gibi yakınlarımız aileden sayılır. Onları kendi yakınlarımız bilerek davranışlarımızı ayarlamakta büyük faydalar vardır. Rasûlüllah (s.Aleyna Ve Aleyküm Selam): "Teyze, anne yerindedir" (Tirmizi, Birr, 5) buyuruyor. Amca da baba yerindedir. Bu kadar yakın olan kişilere karşı yerine getirilmesi gereken bazı ahlâkî görevlerin bulunması tabiidir. Bu görevler arasında olan ziyaretlere özel bir yer ayrılmalıdır. Aşağıda anlatılacak genel ziyaret kurallarına uyarak yakınları, başta bayramlar olmak üzere, zaman zaman ziyâret etmek, mümkünse hediyeler götürmek güzel bir davranıştır. Yapılan ziyareti iâde etmek de gerekir. Müslümanı ziyarete gelene gitmemek aradaki bağların daha çabuk kopmasına sebep olmaktır.

Ziyaretler akrabalar arasındaki sevgi bağlarını güçlendirir. Dargınlıkları sona erdirir. Sevinç ve üzüntülerin karşılıklı paylaşılmasına, sıkıntılara birlikte çareler aranmasına vesîle olur. Özellikle yaşlılar toplumda yalnız kalmadıkları, çevrelerinde kendilerini seven, arayıp soran insanların bulunduğu inancı ile son yıllarını huzur ve mutluluk içinde geçirirler. 

 
 
  İslam'mı evet tefrikalar kastı,kavurdu
Kardeş, bilerek, bilmeyerek kardeşi vurdu
Can gitti
Vatan gitti
Bıçak dine dayandı
Lakin o zaman silkinerek birden uyandı.
Bir gör ki:
Bugun can da onun,
kan da onundur ;
dünyada onun,
Din de onun,şan da onundur.
Bin parça olan vahdeti bağlarken uhuvvet,
Görsen ezeli rabıta bir buldu ki kuvvet
 
Sinama Sevenler  
   
Kutlu Doğum Haber  
   
Hadis Güldestesi  
 
HADİS GÜLDESTESİ

1.Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "İlim istemek, her müslümanın üzerine farzdır." İbn Mesûd radıyallahu anh. Taberânî.


2. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Tek bir, dini anlayıcı fakih, şeytana bin tane ibadet edici abidden daha çetindir." İbn Abbas radıyallahu anh. Tirmizî.


3. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Kim birine bir ilim öğretirse, onunla amel edenin sevabını, yapanın sevabından hiçbir şey eksilmeksizin alır." Muaz radıyallahu anh. İbn Mâce.


4. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Allah, kimin hayrını dilerse, onu dini anlayıcı bir fakîh yapar." İbn Abbas radıyallahu anh. Tirmizî.


5. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Hikmetli söz, müminin yitiğidir, bulduğu yerde onu almaya, o daha ziyade hak sahibidir." Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.


6. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Kim bildiği bir ilmi, kendisine sorulunca gizlerse, Allah da onu ateşten bir gem ile gemler." Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.


7. Aişe radıyallahu anha dedi ki: Medineli hanımlar ne iyi hanımlardır, dini öğrenme konusunda, utanma onlara engel olmuyor. Aişe radıyallahu anha. Müslim.


8. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Bir topluma akıllarının almadığı bir şeyi anlatma ki, bazıları için bulantı sebebi olmasın." İbn Mesûd radıyallahu anh. Müslim.


9. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "İnsanlara iyiliği öğretip de kendini unutan kişi, insanları aydınlatıp da kendini yakan mum gibidir." Cendel radıyallahu anh. Taberânî.


10. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Gençlerinizin en iyileri kendini ihtiyarlara benzetenlerdir, ihtiyarlarınızın en kötüleri ise kendilerini gençlere benzetenlerdir." Enes radıyallahu anh. Taberânî.


11. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Müşriklere aykırı davranın, sakalınızı bolca bırakın, bıyıklarınızı derince kesin!" İbn Ömer radıyallahu anh. Buhârî.


12. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Yahudiler ve Hıristiyanlar saçlarını boyamazlar. Siz onlara aykırı davranın!" Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî.


13. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Saçına ilave eden, ettiren, yüzündeki tüyleri alan, aldıran, dövme yapan ve yaptıran kadınlar lânetlenmiştir. Hastalık nedeniyle olursa o başka." İbn Abbas radıyallahu anh. Ebû Dâvud.


14. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Hiçbiriniz, başına gelen bir zarardan dolayı, sakın ölümü dilemesin. Mutlaka böyle bir şey yapması gerekiyorsa, şöyle dua etsin: "Allah’ım! Yaşamak benim için hayırlı olduğu sürece beni yaşat. Ölmek benim için daha iyi ise, canımı al!" Enes radıyallahu anh. Buhârî.


15. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Ölülerinize, "Lâ ilâhe illallah"ı telkin edin!" Ebû Saîd radıyallahu anh. Müslim.


16. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Dünyada ve âhirette lânetli iki ses vardır: Nimet anında çalgı sesi ve musibet anındaki ağlama sesi." Enes radıyallahu anh. Bezzâr.


17. Bir kadına denildi ki: "Kardeşin öldürüldü." "Allah ona rahmet etsin! innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn," diyerek cevapladı. "Kocan da öldürüldü," dediler. "Eyvah!" dedi. Bunun üzerine, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kadının kalbinde, kocasının, hiçbir şeyle karşılanamayacak bir yeri vardır." Hamne radıyallahu anha. İbn Mâce.


18. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Vasiyet edecek bir malı bulunan müslümanın, vasiyeti yanında olmaksızın üst üste iki gece geçirmeye hakkı yoktur." İbn Ömer radıyallahu anh. Buhârî.


19. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Evlenen, îmanın yarısını tamamlamış olur, kalan yarısı hakkında ise Allahtan korksun!" Enes radıyallahu anh. Taberânî.


20. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Karısı olmayan adam yoksuldur, yoksul." "Çok malı olsa da mı?" "Çok malı olsa da." "Kocası olmayan kadın yoksuldur, yoksul!" "Çok malı olsa da mı?" "Çok malı olsa da." İbn Ebî Necih radıyallahu anh. Buhârî.


21. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Kadınla dört şey için evlenilir: Malı, soyu, güzelliği ve dini için. Öyleyse, elleri toprak olası, sen dindarını al!" Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî.


22. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Biriniz bir kadınla evlenmek isterse, evlilik kararı vermede önemli olacak yerlerine baksın!" Câbir radıyallahu anh. Ebû Dâvud.


23. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Bu evlenmeyi duyurun! Evlenme işlerini mescidlerde yapın! Üzerine de defler çalın! Çünkü , helâl ile haramı ayıran şey, onu duyurmaktır." Aişe radıyallahu anha. Rezîn.


24. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Herhangi bir kadın, kocası kendisinden hoşnutken ölürse, cennete girer." Ümmü Seleme radıyallahu anh. Tirmizî.


25. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Bir kadın, beş vakit namazını kılarsa, Ramazan orucunu tutarsa, namusunu korursa, kocasına itaat ederse, ona, "Cennetin kapılarından hangisini istersen oradan gir," denilir." Abdurrahman radıyallahu anh. Ahmed.


26. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Benden sonra, erkeklere, kadınlardan daha zararlı bir sınanma nedeni bırakmadım." Usame radıyallahu anh. Buhârî.


27. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Yanında uygun bir yakını olmaksızın, hiçbiriniz bir kadınla sakın baş başa kalmasın." İbn Abbas radıyallahu anh. Buhârî.


28. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Şiir söz gibidir, güzeli güzel, çirkini de çirkindir." İbn Ömer radıyallahu anh. Taberânî.


696. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Şüphesiz, şiirde hikmet vardır." Ubeyy radıyallahu anh. Buhârî.


29. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Birinizin içine, onu bozacak irin dolması, onu “bozacak şiir” dolmasından daha iyidir." Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî.

30. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Kurayza günü Hassana şöyle dedi: "Müşrikleri sözle taşla, şüphesiz Cebrail seninledir!" Berâ radıyallahu anh. Buhârî.


31. Aişeye, "Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem şiir okur muydu?" diye sordular. "İbn Revaha’nın şiirini okuyup, şöyle derdi: Azığını vermediğin kimseler sana haber getirir." Aişe radıyallahu anha. Tirmizî.


32. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Başınıza şu yedi şey gelmeden güzel işler yapmakta acele ediniz: Kişiyi unutturucu kılan fakirlik, azdıran zenginlik, bozan hastalık, bunaklık derecesinde yaşlılık, âniden gelen ölüm, beklenenlerin en kötüsü deccâl ve hepsinden daha şiddetli ve acı olan kıyamet." Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.


33. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "içinizden en çok sevdiklerim ve kıyamet gününde mevki bakımından bana en yakın olanlarınız, ahlâkça en güzel olanlarınızdır. En nefret ettiklerim ve kıyamet gününde benden en uzak olanlarınız ise, gevezeler, lafazanlar ve yüksekten atanlardır. Onlar büyüklük taslayan kimselerdir." Câbir radıyallahu anh. Tirmizî.


34. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Haya îmandandır, îman ise cennettedir. Utanmazlık cefadandır, cefa ise cehennemdedir." Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.


35. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem örtüsü içindeki bakire kızdan daha fazla haya sahibiydi. Hoşlanmadığı bir şey gördüğü zaman, biz onu yüzünden anlardık. Ebû Saîd radıyallahu anh. Buhârî.


36. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Allah, mahlukatı yaratınca, Arş üstünde bulunan kitabına şunu yazdı: "Merhametim öfkemi geçmiştir." Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî.


37. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Kişi, müslüman kardeşini severse, onu sevdiğini kendisine bildirsin." Mikdam radıyallahu anh. Ebû Dâvud.


38. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Yumuşaklık, bulunduğu şeyi süsler, bulunmadığı şeyi ise çirkinleştirir." Aişe radıyallahu anha. Müslim.


39. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Şüphesiz, dilleriyle söylemedikçe veya onu yapmadıkça, Allah, ümmetimin gönüllerinden geçirdikleri şeyleri bağışlamıştır." Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî.


40. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Kim Allaha, kırk sabah yalnız onun için ibadet ederse, kalbinden diline yararlı bilgi ve güzel söz pınarları fışkırır." İbn Abbas radıyallahu anh. Rezîn.


41. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Kolaylaştırın, güçleştirmeyin, müjdeleyin, tiksindirmeyin!" Enes radıyallahu anh. Buhârî.


42. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "işlerin en hayırlısı, ılımlı olanıdır." Ebû Hureyre radıyallahu anh. Rezîn.


43. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "Kendinizi fazla zorlamayın! Sizden öncekiler, kendilerini zorlayıp sıkıntıya sokmakla eriyip tükendiler. Onların kalıntılarını ancak manastırlarda bulursunuz." Sehl radıyallahu anh. Taberânî.


44. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: “İlim üçtür. Bunlardan fazlası fazilettir: • Muhkem ayet(manası açıkça anlaşılır ayet), • Sahih sünnet, • Adil taksim. İbn Amr radıyallahu anh. Ebu Davud